Güneş Sistemi’ndeki gizemli ziyaretçi, Mars’a yaklaşıyor: Kuyruklu yıldız mı, “uzaylı filosu” mu?

“`html

Bilim dünyası ve uluslararası medya, son günlerde Güneş’e saatte 210 bin kilometre hızla yaklaşan gizemli bir yıldızlararası nesne üzerinde yoğun bir tartışma yürütüyor: 3I/ATLAS. Bu cisim, 1 Temmuz’da keşfedilmiş ve Güneş Sistemi dışından geldiği onaylanmış bir nesne olarak sınıflandırılmıştır. Çoğu bilim insanı bu nesnenin bir kuyruklu yıldız olduğuna inanmakta.

Ancak Harvard Üniversitesi’nden gökbilimci Avi Loeb, bu nesnenin gelişmiş bir uzaylı medeniyeti tarafından gönderilmiş olabilecek bir tür casus araç ya da teknoloji olabileceği yönünde tartışmalı iddialarda bulunuyor. Loeb, bu cismi sıkça “uzay aracı filosu” olarak tanımlamalarıyla bilim kurgu senaryolarını akla getiriyor. Günümüzde 3I/ATLAS’ın bir kuyruklu yıldız olduğu görüşü yaygınlaşsa da, Loeb’in yayınladığı son makalede cismin yörüngesinin doğal olmayacak kadar düzgün olduğunu öne sürmesi tartışmaları yeniden alevlendirdi.

EN ESKİ KUYRUKLU YILDIZ OLMA İHTİMALİ

3I/ATLAS’ın ilk gözlemleri, büyük bir kuyruklu yıldız olduğuna ve çevresinde gaz, toz ve buzdan oluşan 24 kilometre çapında bir koma bulunduğuna işaret etmekte. Yapay zeka destekli simülasyonlar ise bu cisimlerin Güneş Sistemi’nden 3 milyar yıl daha yaşlı olabileceğini göstermektedir. Böylelikle, bu nesnenin bugüne kadar gözlemlenen en yaşlı kuyruklu yıldız olma potansiyeli bulunuyor.
Ayrıca, 3I/ATLAS Güneş Sistemi’nde şimdiye kadar tespit edilen en hızlı yıldızlararası ziyaretçi olarak kaydedilmiştir. Astronomlar, Ağustos ayında yapılan gözlemler sırasında bunların yanı sıra, NASA’nın James Webb Uzay Teleskobu ile yapılan kısa gözlemlerin cismi çok daha detaylı bir şekilde incelemişti.

James Webb Uzay Teleskobu, 3I/ATLAS’ın komasının bileşimini detaylı bir şekilde ortaya koymuştu. Araştırma ekibi, bu cismi Güneş’e yaklaşırken olağanüstü gaz salınımları yaparken gözlemlemiştir. Bu gazların büyük çoğunluğunun karbondioksit içermesi dikkat çekmektedir. Baş araştırmacı Dr. Martin Cordiner şu şekilde açıklıyor: “3I/ATLAS, alıştığımız kuyruklu yıldızlardan çok farklı bir yapıda. Ancak yine de, standart kuyruklu yıldızlarla bazı benzer özellikleri bulunmaktadır.”

LOEB’İN İDDİALARI NELER?

Loeb ve ekibi, 16 Temmuz’da arXiv platformuna yükledikleri makalede, 3I/ATLAS’ın sıradan bir kuyruklu yıldız olmaktan ziyade, gelişmiş bir uygarlığın gönderdiği bir casus aracına dönüşebileceğini öne sürdü. Makaleleri doğrudan bir kanıt sunmasa da, cismin olağan dışı özelliklerine dikkat çekerek bu olasılığın göz ardı edilmemesi gerektiğini savunuyor. Vanderbilt Üniversitesi’nden araştırmacı Oem Trivedi ile birlikte kaleme aldıkları çalışmada, 3I/ATLAS’ın güneş sistemi içlerine girerken izlediği yörüngenin, kasıtlı bir cisimde görülmesi muhtemel düzenlilikte olduğunu ifade ediyorlar; bu durumun rastgele bir cisimde ortaya çıkma ihtimali yalnızca binde beş olarak belirtiliyor.

KARANLIK ORMAN HİPOTEZİ NEDİR?

Loeb, 3I/ATLAS’ın uzaylılara ait bir teknoloji olması durumunda bunun “karanlık orman hipotezine” işaret edebileceğini belirtiyor. Bu hipotez, evrende başka uygarlıkların var olduğunu savunsa da, bunların kendilerini gizleme ve sessiz kalma eğilimleri olduğunu ileri sürüyor. Eğer bu varsayım doğruysa, insanlık için ciddi sonuçlar ve olası savunma önlemleri gerektirebilir. Ancak birçok gökbilimci, bu tür iddialara karşı çıkıyor. Michigan Eyalet Üniversitesi’nden astronom Darryl Seligman, 3I/ATLAS’ın geleneksel kuyruklu yıldız özellikleri gösterdiğini, dolayısıyla bunun sıradan bir kuyruklu yıldız olması gerektiğini dile getiriyor.

UZAYLILAR ZİYARETTE BULUNMUYOR MU?

Avi Loeb, 2017 yılında keşfedilen ilk yıldızlararası nesne olan ‘Oumuamua’nın da bir uzaylı aracı olabileceği iddialarında bulunmuştu. Ayrıca, Okyağa düşen bir ateş topunun da uzaylı teknolojisine dair kalıntılar içerdiğini öne sürmüştü. Loeb, Galileo Projesi kapsamında okyanustan topladığı parçalarla ilgili herhangi bir kanıt bulamamıştı. Kariyerinde kara delikler ve karanlık madde üzerine birçok çalışma yapmış olan Loeb, Harvard Üniversitesi’nde Astrofizik Bölümü’nin başkanlığını yürütmüştür. Ancak ‘Oumuamua’nın tespiti, uzayda yaşam arayışına olan bu takıntısı daha da derinleştirmiştir ve bu konudaki teorileri geniş yankı bulmuştur.

3I/ATLAS MARS’A YAKLAŞIYOR

Astronomlar, 3I/ATLAS’ı daha yakından incelemek için verilerini araştırmaya devam ediyor. Olağanüstü bir yörüngeye sahip olan cisim, bu hafta Mars’a oldukça yakın bir noktadan geçecek. Henüz hakem değerlendirmesi yapılmamış bir çalışmada, uluslararası bir astronom ekibi, bu ziyaretçinin Mars’a yaklaşırken pek çok olağan dışı madde saldığını tespit etti. Avrupa’nın Çok Büyük Teleskobu’nun (VLT) Ultraviyole ve Görsel Echelle Spektrografı (UVES) ile toplanan veriler, 3I/ATLAS’ın gaz plazmasında aşırı yüksek oranlarda nikel ve demir bulunduğunu gözler önüne seriyor. Araştırmacılar, cismin alışılmadık özelliklerinin astronomları şaşırttığını belirtiyor; bu nedenle, kuyruklu yıldızların gözlemlendiği mesafelerde sıcaklığın, nikeli ve demiri içeren bileşenleri buharlaştırmak için çok düşük olduğunu aktarıyorlar. Bu, 3I/ATLAS’ın komasında nikel ve demir olmasının alışılmadık bir durum olduğunu ortaya koymuştur.

Bunun iki seçenekten kaynaklanmış olabileceği öne sürülmektedir; ya cisim metal açısından zengin, ya da kimyasal anormallikler nedeniyle metal üretimi artmış durumda. Bu durum, daha önce gözlemlenen aşırı yükselmiş karbondioksit/oksijen oranıyla paralellik gösteriyor. Loeb, bu yeni araştırma verileriyle ilgili yazısında, NASA’nın Mars Reconnaissance Orbiter’ını kullanarak kuyruklu yıldıza daha yakın bir gözlem yapması gerektiğini belirtti; böylece cismin boyutuna dair daha net bir tahmin sağlanabilir.

“`

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir